Prof. Hasip Pektaş: “Ekslibris, sahibine ayrıcalık kazandırır”

Röportaj: Özge Aydoğan

“Uluslararası Engravist Baskıresim Etkinlikleri”nin 18-22 Eylül aralığı Türkiye’de Ekslibris’in duyulması, sevilmesi, yayılması için sonsuz emek harcayan çok değerli Prof. Hasip Pektaş koordinatörlüğündeki “Ekslibris Çalıştayı”na ayrıldı. Hasip hocanın her daim yüksek tuttuğu enerjisi çalıştay sürecinin de verimli ve enerji dolu geçmesini sağladı. Çok belli oluyordu ki ekslibris, Hasip hocanın sadece profesyonel alan için iş edindiği bir uğraş değil aynı zamanda ruhuna işlemiş olan bir sanat. Öyle yansıyordu ki Hasip hocanın yaşam amaçları arasında ekslibrisi sanat alanında önemli bir paydaya oturtmak var ve bunun için yaptıkları zaten ortada… Ekslibris derneği ve müzesinin kuruculuğu, çok önemli çalıştaylara, sempozyumlara katılım, ekslibris yarışmaları gibi birçok yönde faaliyet gösteriyor.

Bu röportajımızla Engravist Çalıştayları’nda “Ekslibris Çalıştayı” sürecini yürüten sevgili Prof. Hasip Pektaş hocamızı Engravist takipçileri ile buluşturmak istedik…

Oldukça önemli çalışmalara, projelere imza atmış değerli bir profesör olarak Engravist etkinliklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu tür etkinlikler, öğrenciler ve toplum için bir zenginleşme fırsatıdır. Farklı sanatçılarla farklı disiplinlerde üretim yapmak; bir fırsat eğitimidir. Ayrıca uluslararası olması nedeniyle hem kurum hem ülke için iyi bir tanıtım olanağı yaratır. Genel olarak ilginin yüksek olması güzel. İstanbul dışından gelmeler sevindirici. Çalıştay malzemelerinin ve katılımın ücretsiz olması anlamlı ve katılımı teşvik eden uygulamalar. Emeği geçenleri, katkı verenleri kutlarım. Devamını dilerim.

Engravist Ekslibris Çalıştayı’nın süreci sizin için nasıl geçti, izlenimleriniz ve önerileriniz nelerdir?

Benim ölçülerime göre fena sayılmaz. Önce hazırlıklı gelen, istekli olan grup daha başarılıydı. Konferansıma katılamayan öğrenci ve hocalarda örnekleri görememenin, uyarılarımı bilmemelerinin olumsuzlukları vardı. Daha fazla sponsor bulup, daha fazla yabancı sanatçılarla insanları buluşturmakta yarar var. Biraz daha organize ve hazırlıkta titizlik zaman kaybını önler. Katılımcılardan küçük de olsa ücret almak işin ciddiyetini artırır. Katılımın yurdışından da olması sağlanabilir.

Ekslibris’in, ekslibris sahibi olmanın ve birine hediye etmenin sizin için en önemli en değerli tarafı nedir?

Ekslibris birkaç işlevi birden üzerinde taşımaktadır. Asıl işlevi kitap sahibini betimlemesi ve kitabı ödünç alan kişiyi geri getirmesi konusunda uyarmasıdır. Bir tür mülkiyet işareti olmasıdır. Bir diğer işlevi ise sanatçılar ve koleksiyoncular arasında önemli bir değiş tokuş objesi olarak kullanılmasıdır. Ve elbette bir sanat eseri olarak bulunduğu mekanlarda ruhumuzu zenginleştirmesi de üçüncü işlevidir. Hangi işlevinden söz ederseniz edin ekslibris, sahibine bir ayrıcalık kazandırmış, bir güç, bir nüfuz sağlamıştır. Kitaplarında ekslibris olan kişiler kendi adına özel bir eser tasarlanmış olmasının mutluluğunu duymuşlar, kendilerini diğer kitap koleksiyoncularından ayrıcalıklı görmüşlerdir. Ekslibris koleksiyonu yapanlar ise, yapıldığı döneme ait kültürel, tarihsel özelliler taşıyan bu eserler ile zenginliklerini göstermişler, bunları paylaşarak saygınlıklarını artırmışlardır.

“Ekslibris koleksiyonculuğu, 
uluslararası ilişkileri geliştirir”

Ekslibris’te çok dikkat çeken yönlerden biri değiş-tokuş durumunun yoğun kullanımı… Bu aslında bir bakıma kişiler, kültürler, toplumlar arası miras aktarımı gibi de tanımlanabilir mi?

Çok doğru. Bir obje değiş-tokuşu yanında kültürel alıveriştir. Seni dünya vatandaşı yapar. Ekslibrisler, konulara, sanatçılara, tekniklere göre değerlendirilip meraklıları tarafından toplanmaktadır. Koleksiyoncular, ellerindeki çift baskıları diğer kişilerle değiştirerek çok sayıda ekslibrise sahip olmakta, bu değiş tokuş sayesinde kendi koleksiyonlarını kalite olarak geliştirmekte, sayı olarak artırmaktadırlar. Ekslibris  koleksiyonculuğu, uluslararası ilişkilerin gelişmesini, yeni dostlukların oluşmasını, farklı dönemlerdeki sanatın ve tekniklerin öğrenilmesini sağlamaktadır.

Ekslibris’in gelişiminde, ülkemizde de önemli bir noktaya yerleşmesinde çok büyük katkılarınız var. Ekslibris derneğinin ve müzesinin kurucususunuz. Ekslibris’in önemini, günümüzde nasıl konumlandığını, neler yapılabileceğini sizden dinleyebilir miyiz?

Özgün ekslibris çalışmalarını değerlendirmek, yaratıcılarını teşvik etmek, ekslibris sanatçılarını, tasarımcılarını, koleksiyoncularını ve kullanıcılarını bir araya getirmek, ekslibris sanatının yaygınlaşmasını sağlamak, ekslibris yoluyla ülkemizi, kültür ve sanatımızı yurt dışında tanıtmak amaçlarıyla 1997’de Ankara’da kurulan dernek, 2007 yılından bu yana İstanbul Ekslibris Derneği olarak etkinliklerini sürdürmektedir. Bugüne kadar ekslibris adına çok sayıda sergiler yaptık, konferaslar verdik, workshoplar gerçekleştirdik. 2003, 2007 ve 2010 yıllarında yüksek katılımlı Uluslararası Ekslibris Yarışmaları organize ettik. 2010’da 33. FISAE Uluslararası Ekslibris Kongresini İstanbul’da gerçekleştirdik. Yaptığımız yarışma sergilerini özellikle sanat eğitimi verilen kurumların olduğu 12 ilimize götürdük. Adeta gezici bir okul görevini yerine getirdik. Gururluyuz ki çok sayıda sanatçımız, tasarımcımız uluslararası yarışmalarda ödüller aldı, sergilere katıldı, ülkemizin sesi oldu. Ekslibris siparişleri veriliyor. Bunlar, bu alanda kabul gördüğümüzün göstergeleridir. Amaçlarımız doğrultusunda hiçbir beklentimiz olmadan, özveriyle bu sanatın yaygınlaşması, tanınması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

“Müzelere sadece devlet değil, 
her kesim sahip çıkmalıdır”

Müzeler, barındırdığı değerlerini gelecek kuşaklara aktaran kültürel kuruluşlardır. Modern müzeciliğin misyonu, toplumu eğitmek, sosyal ve kültürel açıdan gelişmesini sağlamaktır. Eğitimde etkin olarak kullanılırsa hayal gücünü ve yaratıcılığı geliştirirler. Merakı körükleyen, toplumsal gelişime katkı sağlayan müzelere sadece devlet değil, her kesim sahip çıkmalıdır.

Danimarka’da Frederikshavn, Almanya’da Gutenberg, Belçika’da Sint Niklaas, Rusya’da Moskova, İtalya’da Mediterraneo, Çin’de Shanghai Fuxihanzhai, Fransa’da Nancy Kütüphanesi, Bulgaristan’da Ekslibris Merkezi ve Ukrayna’da Odessa Lewych müzeleri en önemli ekslibris müzeleridir. Frederikshavn Ekslibris Müzesi’nin 1 milyondan fazla koleksiyonu vardır. Gutenberg, Sint Niklaas ve Moskova’nın ise 800,000’e yakındır.

Dünyadaki 10 müzeden biri olan “İstanbul Ekslibris Müzesi” 2014 yılında Işık Üniversitesi Maslak Yerleşkesi’ne kuruldu. Müzenin 12.500’in üzerindeki ekslibris koleksiyonu ve seçkin kitaplığı sanatseverlerin ve araştırmacıların ilgisine sunulmuştu. Fakat benim üniversitedeki görevim sona erdirilmesi üzerine dernek yönetim kurulu karar alıp müze koleksiyonu topladı, kalıcı bir yer bulana kadar depoya kaldırdı. Malesef üniversite ile bir protokol yapamadığız için toplamak ve web sitesini de kapatmak durumunda kaldık. (Not: Röportajın yapıldığı tarihten sonra oluşan bu durum için üzgün olduğumuzu ve Hasip hoca için çok daha değerli kapıların açılmasını dilediğimizi belirtmek isterim.)

Ekslibris için kısaca; kitap sahibinin mührü diyebiliriz. İnternet ile birlikte neredeyse her şey dijitalleşmeye başlıyor… E-kitapların yakın gelecekte basılı kitapların çok önüne geçeceği açık… Bu durumda ekslibris için nasıl bir gelecek tasarlanabilir?

E-kitap için ekslibris bana çok anlamlı ve işlevsel gelmiyor. E-kitap paylaşıldığı için kişisel sahip olma özelliği kalkıyor. Am kişiler basılı kitap gibi isterse onların iç kapağına da ekslibris koyabilir. Bir prestij sağlar. Buarada ex-webis diye bir internet ortamında kullanılan hareketli ekslibrisler var.

Engravist Ekslibris Çalıştayı’nda katılımcıların ortaya çıkardığı İstanbul temalı ekslibrisler, sizin desteğinizle müzeye de girdi… Çalıştay’ın en heyecan verici kısımlarından biri de bu oldu… Müzenize eklibrislerin yer alması için neler yapılması gerekir?

Ekslibris çalışanların birer kopyasını derneğe yollaması yeterli.

Ekslibris Derneği’ne nasıl üye olunur?

Web sitemizdeki pdf üyelik formunu doldurup bize e-posta ile yollamanız yeterli. Yönetim kurulu ilk toplantısında inceleyip karara bağlar. www.aed.org.tr

Röportaj: Özge Aydoğan